HAYAT MECMUASI



Hayat Mecmuası

Amerikan "Life" dergisinin yarattığı popülist yaşam rüzgarına kapılan Türkiye, nitekim onlar gibi magazin detaylı bir dergi oluşturmuştu. 6 Nisan 1956'da İstanbul'da yayınına başlamıştı Hayat Mecmuası. Derginin asıl sahibi Yapı Kredi Bankasıydı. Asıl sorumlusu ise sohbet yazılarından ve radyo sohbetlerinden tanıdığımız Şevket Rado olmuştur.

56 sonu kağıt yokluğundan basına ara veren dergi daha sonra yayına yeniden başladı. İkinci döneminde farkını belli ettirdi Hayat; capcanlı, rengarenk ve kaliteliydi.Üstelik renkli resimlere sahipti.(Kağıdı ithal ve baskısı tifdruktu.) Oldukça başarılı oldu ve bu başarı yeni gelecek dergilerin habercisi oldu.

60'lı ve 70'li yılların ürünü olan Hayat Mecmuası, o dönemde her zaman tirajı en yüksek dergi olmuştur. Kapaklarıyla ve derginin ortasında tam sayfa renkli resimler ile insanların beğenisini kazanmıştır. Orta sayfadaki resimler bazen klasik bir tablo, bazen cami fotoğrafları, bazende tarihe nam salmış şahsiyetler(Türk büyükleri) olurdu. Bayram öncesi orta sayfada verilen hac fotoğrafı derginin o haftalık tirajını ikiye hatta üçe katlardı. Bu şekilde dergi ününe ün katardı.

Moda sayfaları, magazin haberleri, fal köşesi, satranç köşesi, pratik bilgiler, İstanbul manzaraları derken dergi kendini tekrarlayıp durdu. Artık olan haberleri iki-üç hafta sonra yayınlar olmuştu. Buna rağmen döneminin en kalitelisi o olduğundan hiç bir şikayet yoktu. Yani fotoğrafların, röportajların, seyahat yazılarının, güncel haberlerin geç olmasının hiç bir önemi yoktu. O vakitler Hayat, farklı mecmualar çıkararak kalitesinden ödün vermemeye çalışıyordu: Hayat Ansiklopedisi, Hayat Tarih Mecmuası, Hayat Hayvanlar Ansiklopedisi, Ses, Ayna, Hayat Spor, Resimli Roman derken Hayat yayın grubu büyümüş ve halkın parçası haline gelmeye başlamıştı. Tüm bu dergilere rağmen Hayat Mecmuası dev bir magazin dergisi haline gelmişti ve bizler dünya magazinini buradan öğrenmeye başladık. Monako Prensi III. Rainer ve ünlü aktris Grace Kelly evleniyor biz Hayat'tan okuyorduk: Tonlarca şampanya ve binlerce ıstakoz tüketiliyor, şaşalı bir düğün oluyordu.

Yine o dönemde Hayat'tan öğrendiğimiz İran şahı ve güzel karısı Süreyya'nın hayatı. Evleniyorlardı biz okuyorduk mecmuadan, Şah'ın eşi Süreyya'nın İsviçre'de kayak yaparken ki fotoğraflarına bakıyorduk, Şah Rıza Pehlevi karısı Süreyya ile boşanıp Farah Diba ile evlenince kızıyorduk Şah'a. Kısacası Şah'ı ve ailesini artık yakından tanır olmuştuk.

Magazin dışında yazılan bazı yazılar ise Hikmet Feridun Es ve Şevket Rado'nun, dünyanın çeşitli ülkelerine yaptıkları gezilerden edindikleri izlenimleri, bu ülkelerin coğrafyaları, tarihleri ve kültürleri hakkındaki bilgilerle harmanladıkları belgesel niteliğinde makalelerdi. Ayrıca, bu alanda Ümitvar Kardeşler’in, bizzat gözlemledikleri ve bir süre aralarında bulundukları Amazon yerlilerini anlattıkları “Kafatası Avcıları” başlıklı yazı dizisi de dikkat çekicidir. Halikarnas Balıkçısı’nın kısa yazılarına da rastlanan dergide, Çağatay Uluçay, Naşit Hakkı Uluğ, Mithat Sertoğlu ve Yılmaz Öztuna, Osmanlı tarihinin dönemleri, Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yılları hakkında, çoğunlukla popüler tarih olarak değerlendirilebilecek makaleler yazdı.

Sonunda dergi işlevini kaybetti ve 78'de grev başlayınca kapandı. Bir dönem Hayat Mecmuasıyla geçti ve hala bir kahvehanenin duvarında o dergiden bir resim asılı...

arşivden: hayat mecmuası 1. sayı(1960)


0 yorum